Osteopatinin gizemi
Hayat kendini hareket şeklinde gösterir Bir şey hareket ettiğinde onun canlı olduğunu biliriz. İnsan vücudu hareketleri gerçekleştirme yeteneğine göre çalışır. Bu sadece eklemler için geçerli değildir. Tüm vücut yapıları ince ritmik, bazen istemsiz hareketler gerçekleştirir. Kalp sürekli atar, akciğerler nefes alma ritmiyle hareket eder, mide peristaltik hareketler yapar ve bu yollar boyunca kan, lenf ve beyin omurilik sıvısı akar. Her yapı kendi hareketini ve ritmini bilir.

Ayakta durmak geride kalmaktır
Yunanca “Panta Rhei” kelimesi, yaşayan her şeyin aktığı anlamına gelir. Akan su yenilenir ve sağlıklı kalır. Durgun su ise bulanıklaşır ve mikroorganizmaların üreme alanı haline gelir. Vücutta da benzer bir süreç meydana gelir. Doku yapılarındaki hafif bir hareketlilik kaybı bile işlevlerini bozabilir ve semptomlara yol açabilir. Hareket kısıtlılığının nedenleri farklı olabilir. Bir burkulma veya burkulma, kalıcı hareket kısıtlamasına yol açabilir. Ancak iç organların iyileşmiş iltihaplanması, ameliyat izleri veya belirli yaşam tarzı veya yeme alışkanlıkları da hareketliliği azaltabilir.

Vücut biyolojik bir birim oluşturur
Osteopatinin temel prensipleri bu gözlemlerden ortaya çıktı: Vücudun bütünüyle bölünmez varlığı, osteopatinin temel taşıdır. Vücudun bütünlüğü hem sağlıklı hem de hastalıklı durumlarda fiziksel ve psikolojik işlevlerine yansır. İnsan organizması çevresiyle sürekli etkileşim halindedir. Yapı ve işlev birbirine bağlıdır. Bu birlik farklı düzey ve yapılardan oluşur. Mekanik olarak kemikler, eklemler ve kaslar arasında, arteriyel ve venöz kan akımları, lenfatik sistem ve beyin omurilik sıvısı yoluyla dolaşım, saran ve koruyucu fasya nedeniyle organlar ve dokular arasındaki bağlantı yoluyla membranöz, nörolojik olarak merkezi ve sinir yolları yoluyla periferik sinir sistemleri ve organlar ve dokular arasındaki fizyolojik iletim yolları aracılığıyla fizyolojik.

Yapıdaki değişiklikler işlevde değişikliklere neden olur ve bunun tersi de geçerlidir
Osteopati, manuel tekniklerin kullanımı yoluyla teşhis ve tedavide yapı ve fonksiyonun birbirine bağımlılığından yararlanır. Karmaşık bir denge sistemi vücudun kendi kendini düzenlemesini ve iyileşmesini sağlar. Vücudun kendini koruma doğal yeteneği vardır ve kendi iyileştirici güçleri vardır. Belli bir noktaya kadar hastalığın nedenlerini aşabilir veya en azından ona uyum sağlayabilir. Vücudun yapısal ve işlevsel birliği çeşitli dokulara, bunların işlevlerine ve etkileşimlerine yansır. Bu etkileşim vücudun bir bütün olarak kendini korumasını ve dengelemesini sağlar. Osteopatik terapist, fonksiyonlarını uyarmak ve normalleştirmek için yapıların hareketini iyileştirmeye çalışır.